Aztekler

15. yüzyil ile 16. yüzyil baslarinda, bugünkü Meksika’nin orta ve güney kesimlerinde büyük bir imparatorluk kurmus halk. Nabuva dili konusan Azteklerin adi, atalarinin bir olasilikla Kuzey Meksika’da bulunan anayurdu için kullanilan Aztan’dan (Beyaz Ülke) gelir. Öteki adlarindan “Tenoçka”, atalari Tenoch’tan kaynaklanir. Gene Aztekler için kullanilan “Meksika” adi, Texcoco Gölünün mistik adi Metzliapan (Ay Gölü) ile iliskilendirilir. En büyük kentleri Tenochtitlan’in adi “Tenoch”tan türetilmis, “Meksika” ise önce kentin ve çevresindeki vadinin, sonradan da tüm ülkenin adi olmustur. Azteklerin kendilerinden söz ederken kullandigi “KulhuaMeksika” adi ise, Meksika Vadisinin en gelismis merkezi olan Colhuacan ile özdeslesmek çabasini yansitir. Azteklerin kökeni kesin olarak bilinmemektedir. Ama bazi gelenekleri, 12. yüzyilda Orta Amerika’ya gelene degin, daha kuzeydeki Meksika Platosunda avcilik ve toplayicilikla geçinen bir kabile olduklari izlenimini verir. Gene de, Aztlan, yalnizca destanlarda dogmus bir yer olabilir. Azteklerin güneye göçünün, Toltek uygarliginin çöküsünü izleyen ve belki de bu çöküsü hizlandiran genel bir göç hareketinin parçasi oldugu sanilir. Texcoco Gölündeki adalara yerlesen Aztekler, tarihleri boyunca baslica merkezleri olan Tenochtitlan’i IS 1325’te kurdular. Büyük bir devlet ve sonunda bir imparatorluk kurabilmelerinin temelinde, kullanilabilir tüm topraklarin entansif biçimde ekildigi, geliskin bir sulama ve bataklik kurutma sistemine dayali olaganüstü tarim düzenleri yatar. Bu yöntemlerle saglanan yüksek verimlilik, zengin ve kalabalik bir ülkenin dogmasini saglamistir.

Tenochtitlan, Itzcoatl döneminde (1428-40) komsu Texcoco ve Tlacopan devletleri ile ittifak kurarak Orta Meksika’da egemen güç durumuna geldi. Daha sonra hem ticari iliskiler, hem de fetihler yoluyla, 400-500 küçük devletten olusan, 5-6 milyonluk nüfusuyla 1519’da 207.200 km2’lik alana yayilan bir imparatorlugun merkezi oldu. Kent, en geliskin döneminde, 13 km2’yi askin bir alanda 140 binden çok insan barindiriyordu; dolayisiyla Orta Amerika uygarliklarinini tarihinde en yogun nüfuslu yerlesim yeriydi. Aztek devleti, askerlerin egemenligindeki bir despotluktu. Kastlara ve siniflara bölünmüs ama dikey akiskanligini da koruyan Aztek toplumunda yükselmenin en güvenli yolu savasta kahramanlik göstermekti. Devlet islerini rahipler ve bürokratlar yürütürdü. Toplumun alt katmanlarinda, serfler, sözlesmeli hizmetkarlar ve köleler yer alirdi.

Aztek dini, birçok Orta Amerika kültüründen degisik unsurlari özümsemis, çesitli inanç sistemlerinden karsit ögeleri bir araya getirmisti. Önceki halklarin birçok kozmolojik inancini paylasan bu din, özellikle evrenin bir dizi yaradilisin sonuncusu oldugu ve 13 gök kati ile 9 yeralti dünyasi arasinda bulundugu yolundaki Maya inancini benimsemisti. Azteklerin baslica tanrilari, Savas ve Günes Tanrisi Huitzilopochtli, Yagmur Tannsi Tlaloc ve yari tanri-yari kahraman Tüylü Yilan Quetzalcoatl idi. Insan kurban etme töreninde, kurbanin yüregi Günes Tanrisi’na sunulurdu. Kan akitma töreni de yaygindi. Dinle yakindan iliskili Aztek Takvimi, rahiplerin ugrasi olan kapsamli bir ayinler ve törenler döngüsünün temeliydi. Orta Amerika’nin büyük bölümünde kullanilan bu takvim, 365 günlük (20’ser günlük 18 ay, arti 5 ugursuz gün) bir günes takvimi ile 260 günlük (20’ser günlük 13 devre) bir dinsel yildan olusuyordu. Birbirine kosut giden bu iki yil döngüsü, 52 yillik daha büyük bir döngünün parçasiydi. Yöreye 1519’da gelen Ispanyol kasifler bu uygarligin gelismesine son verdiginde Aztek Imparatorlugu’nun genislemesi ve toplumsal evrimi henüz durmus degildi. Son Imparator Il. Montezuma (hd 1502-20), Hernan Cortas tarafindan tutsak, alindi ve hapiste öldü. Imparatorluk, üstün silahlarla donanmis Avrupalilarca hizla fethedildi.

Azteklerin Bati dünyasinda Codic olarak bilinen ve geyik derisi ya da sabirotu liflerinden yapilmis kagitlara yazilmis kutsal metinleri ve elisleri, tapinaklarda korunurdu. Yazicilar, ideogram, resimyazi ve fonetik imgelerin karisimi bir teknik kullanirlardi. Dinsel tören takvimi, kehanetler, törenler ve tanrilar ile evrene iliskin yorumlar da yazicilarin ilgi alanina girerdi. Ülkenin fethedilmesinden sonra bu metinlerin çogunun yok edilmesine karsin, Codex Borbonicus, Codex Borgtav, Codex Fejervary-Mayer ve Codex Cospuno gibi bazi örnekler günümüze ulasabilmistir. Bu el yazmasi metinlerin anlasilmasi çok güçtür ve pek azi gerçekten Azteklere aittir.

Arkeolojik kalintilar arasinda tanri heykelleri, dinsel içerikli tas alçak kabartmalar, duvar resimleri, kilden yapilmis insan heykelleri ve vazolar ile tas ve ahsap maskeler bulunur. Aztek sanati temelde simgesel oldugu için bu kalintilar yardimiyla önemli bilgiler elde edilebilir.

 

 

Aztek Takvimi

Tonalpohualli denen 260 günlük dinsel yil ile 365 günlük günes yilini birlestiren takvim sistemi. Örnek aldigi Maya takvimi gibi, Aztek takvimi de 20'ser günlük 13 döneme bölünen dinsel yil ile 20'ser günlük 18 aya bölünen ve ayrica ugursuz sayilan bes günlük bir dönemi (nemontemi) içeren toplumsal yildan olusuyordu. Gene Maya takviminde oldugu gibi, dinsel ve toplumsal Aztek yillari her 52 yilda bir, birbirlerine göre ayni konuma gelirdi. "Yillarin Baglanmasi" ya da "Yeni Ates Töreni" adiyla kutlanan bu olaya hazirlik olarak önce tüm kutsal atesler ve evlerdeki atesler söndürülürdü. Törende heyecanin doruga ulastigi anda rahipler yeni bir kutsal ates yakardi. Ardindan Aztek halki da ocaklarindaki atesi yeniden tutusturur ve sölene geçerlerdi. 1790'da Mexico'da yapilan kazilarda bazalttan yapilmis, agirligi 25 tonu bulan, 3,7 metre çapinda daire biçiminde bir takvim tasi ortaya çikarilmistir. Bugün Mexico Ulusal Antropoloji Müzesi'nde sergilenmekte olan tasin tam ortasinda Aztek Günes Tanrisi Tonaiuth'un yüzü görülür. Bu yüzün çevresinde de tanrinin önceki cisimlesmis biçimlerini yansitan ve dünyanin dört eski çagini simgeleyen kare biçimindeki dört pano vardir. Bunlari da Aztek ayinin 20 gününü simgeleyen isaretler çevreler.

Aztek Tanrilari

Huitzilopochtli

Uitzilopochtli olarak da yazilir (Nahuva dilinin Nahuvatl lehçesinde huitzilin: “kolibri” ve opochtli: “sol”). Günes ve savas tannsi. Aztekler ölen savasçilarin ruhlarinin kolibri (çok güzel, parlak renkli bir kus) bedenine büründügüne inanirlar ve güneyi dünyanin sol yani olarak kabul ederlerdi. Bu nedenle Huitzilopochtli’nin adi “güneyin dirilen savasçisi” anlamina geliyordu. Öteki adlarindan ikisi Xiuhpilli (Turkuvaz Prens) ve Totec’ti (Efendimiz). Nahual’i (büründügü hayvan biçimi) kartaldi.

En eski inanisa göre Huitzilopochtli, Coatepec Daginda, Tula kenti yakininda dogmustu. Annesi Yeryüzü Tanriçasi Coatlicue, gökten düsen bir top kolibri tüyünü (Yani bir savasçinin ruhunu) bagrinda sakladiktan sonra Huitzilopochtli’ye hamile kalmisti. Erkek kardesleri olan güney yariküre yildizlari Centzon Huitznaua (Dört Yüz Güneyli) ve kiz kardesi Ay Tanriçasi Coyolxauhqui onu öldürmeve karar vermisler, ama Huitzilopocthli, Xiuhcoatl'ii (turkuvaz yilan) silah olarak kullanip onlari yok etmisti.

Baska efsanelere göre Huitzilopochtli, Aztekleri geleneksel yurtlari Aztlan'dan Meksika vadisine ulastiran uzun göç sirasinda kabilenin kutsal önderiydi. Rahipler onun colibri biçimindeki tasvirini omuzlarinda tasiyorlardi. Bir gece onun buyruk veren sesi duyuldu;bu bu buyruk geregince Aztek baskenti Tenochtitlan 1325’te Meksika Vadisindeki gölde küçük ve kayalik bir adada kuruldu. Ilk tapinak, rahiplerin bir kartali bir yilani yutarken gördükleri kaya üzerinde yer aliyordu. Sonraki Aztek hükümdarlari bu sunak yerini genislettiler. Sekiz Kamis yilinda (1487) imparator Ahuitzotl burada görkemli bir tapinak yaptirdi. Huitzilopochtli genellikle kolibri biçiminde ya da kolibri tüylerinden migfer ve zirh giymis bir savasçi olarak betimlenirdi. Bacaklari, kollari ve yüzünün alt bölümü maviye, yüzünün üst bölümüyse siyaha boyanirdi. Ayrintilarla islenmis tüylü bir baslik giyer, elinde bir kalkan ile bir turkuvaz yilan bulunurdu.

Dinsel takvimin Panquetzaliztli (Degerli Tüy Bayraklar Söleni) adi verilen yilinin 15. ayi. Huitzilopochtli’ye ve yardimcisi Paynala (Tez Canli: Paynal’i canlandiran rahip, tören alayi kentin çevresinde dolanirken en önde kosardi) adanmisti. Bu ayda, savasçilar ve auianime (fahiseler) tanriya adanan tapinagin önündeki alanda geceler boyunca dans ederlerdi. Savas esirleri ya da köleler Huitzilopochco’da (bugün Churubusco, Mexico yakininda) kutsal bir kaynagin suyuyla yikanir, Paynal’in basini çektigi tören alayinin kenti dolasmasi sirasinda ya da daha sonra tapinagin sunak tasinda kurban edilirlerdi. Rahipler ayrica tanrinin en önemli silahini simgeleyen, agaç kabugundan yapilmis bir yilan yakarlardi. Son olarak Huitzilopochtli’nin ögütülmüs misirdan yapilan bir tasviri törensel olarak okla öldürülür, rahipler ve rahip adaylari arasinda paylasilirdi. “Huitzilopochtli’nin bedeni"ni yiyen gençler bir yil boyunca ona hizmet etmek zorundaydilar.

Aztekler günes tanrisina günlük besin olarak (tlaxcaltiliztli) insan kani ve yüregi sunmak gerektigine ve "günes insanlari" olarak kendilerinin de tanriya bu kurbani bulmakla yükümlü olduklarina inanirlardi. Kurban yürekleri quauhtlehuanitl'e (yükselen kartal) sunulur ve quauhxicalli'de (kartal vazosu) yakilirdi. Savasta ya da sunak tasinda ölen savasçilara quauhteca (kartalin insanlari) denirdi. Savasçilarin öldükten sonra, ilkin günesin parlak kuyrugunun bir parçasina dönüstügüne, dört yil sonra da sonsuza degin kolibrilerin bedeninde yasamaya basladiklarina inanilirdi.

Büyük Huitzilopochtli rahibi Quetzalcoatl Totec Tlamacazqui (Tüylü Yilan, Efendimizin Rahibi), Yagmur Tanrisi Tlaloc'un büyük rahibiyle birlikte Aztek din adamlarinin basiydi

 

 

Quetzalcoatl

Nahuatl dilinde quetzalli: "degerli tüy" ve coatl : "yilan". Eski Meksika tanrilarinin en önemlilerinden olan Tüylü Yilan. Tüylü Yilan betimlemelerinin ilk örneklerine ülkenin merkezindeki Teotihuacan kültüründe (3-8. yy.) rastlanir. O dönemde Quetzalcoatl, Yagmur Tanrisi Tlaloc'la yakindan ilgili bir yer ve su tanrisiydi.

Nahua dili konusan kabilelerin kuzeyden göç etmesiyle Quetzalcoatl inanisinda önemli degisiklikler oldu. Tula kenti çevresinde gelisen Toltek kültüründe (10-12. yy.) gökcisimlerine tapinmayla iliskili olarak savasin ve insan kurban edilmesinin önemi artti. Quetzalcoatl sabah ve aksam yildizi tanrisi sayildi ve tapinagi Tula'daki törenlerin merkezi oldu.

Aztek döneminde (14-16. yy) Quetzalcoatl rahiplerin koruyucusu, takvimin ve kitaplarin mucidi ve demircilerle baska el sanatçilarinin koruyucusu sayildi. Ayni zamanda Venüs gezegeniyle es tutuldu. Sabah ve aksam yildizi olarak ölümün ve yeniden dirilisin de simgesiydi. Arkadasi köpek basli Tann Xolotl’la birlikte ölmüs atalarin kemiklerini toplamak için Mictlan’in yeralti cehennemine indigine ve topladigi kemikleri kendi kanina bulayarak bugün yeryüzünde yasayan insanlari dogurduguna inaniliyordu.

Bir baska önemli efsaneye göre OuetzalcoatI Tolteklerin baskenti Tula’nin rahip kraliydi. Insan degil, yalnizca yilan, kus ve kelebek kurban ederdi. Ama Gece Gögünün Tanrisi Tezcatlipoca büyü yaparak onu Tula’dan atmisti. Quetzalcöatl da “tanrisal su” (Atlas Okyanusu) kiyilarina inmis ve kendini atese atarak Venüs gezegeni haline gelmisti. Bir baska öyküye göreyse yilanlardan yapilmis bir sala binerek dogu ufkunda kaybolmustu.

Tezcatlipoca’nin Tüylü Yilan’a karsi kazandigi zaferde gerçeklik payi olabilir. Toltek uygarliginin ilk yüzyilinda Teotihuacan kültürünün rahipler düzeni ve barisçi ilkeleri geçerliydi. Kuzeyden göç edenlerin baskisi toplumsal ve dinsel bir devrime yol açmis, yönetim rahiplerden askerlerin eline geçmisti. Ouetzalcoatl’in yenilgisi klasik teokrasinin çöküsünü haber veriyordu. Onun doguya yaptigi deniz yolculugu, Toltek özellikleri gösteren Itza kabilesinin Yucatan’i istilasiyla iliskili olabilir. Quetzalcoatl’ in takvim adi Ce Acatl’di (Tek Kamis) ve onun Tek Kamis yilinda dogudan geri dönecegine inanilirdi. Bu inanç Aztek hükümdari Il. Montezuma’nin, Meksika Körfezine çikislari (1519) Tek Kamis yilina rastlayan Ispanyol fatih Hernan Cortes ile arkadaslarini tanrisal elçiler olarak görmesine yol açti.

Quetzalcoatl tüylü bir yilandan baska, sik sik sakalli bir erkek olarak da betimlenirdi. Rüzgar Tanrisi Ehecatl kimligiyle içinden rüzgar geçen iki oluklu bir maske takar ve kuzeydogudaki Meksika kabilesi Huasteklere özgü koni biçiminde bir sapka giyerdi. Azteklerin baskenti Tenochtitlan’daki (bugün Mexico) tapinagi Ehecatl’a uygun, yuvarlak bir yapiydi. Çünkü Ehecatl’in, rüzgara karsi keskin köseleri bulunmadigi için dairesel tapinaklardan hoslandigina inanilirdi. Bu tür anitlara özellikle Huastek yöresinde sik rastlanir.

Ouetzalcoatl hem ehecatl (rüzgar) günleri, hem de ayin takviminin 13 günlük dizilerinin 18.‘si boyunca egemenlik sürerdi. Ayrica gün saatlerinin 13 tanrisi arasinda dokuzuncu sayilirdi. Genellikle birinci derece tanrilar listesine alinmakla birlikte, kendisine adanmis bir tören ayi yoktu.

Egitim, yazi ve kitap tanrisi olarak rahip adaylariyla soylularin çocuklarinin egitildigi calmecac’ta (tapinaga bagli din okulu) özellikle saygi görürdü. Tenochtitlan disinda Quetzalcoatl inanisinin önemli merkezleri arasinda Pueblo Platosundaki Cholula sayilabilir.

 

 

Tlaloc

(Nahuatl dilinde “Tomurcuk Verdiren”). Yagmur tanrisi. Iri, yuvarlak gözlü ve uzun azi disli bir maske takmis olarak betimlenen figürlerinin ilk örneklerine IS 3-8. yüzyillar arasindaki Teotihuacan kültüründe rastlanir. Ayni dönemde Mayalarin taptigi yagmur tanrisi Chac’la büyük benzerlikler tasir.

Aztek uygarligi döneminde bütün Meksika’ya yayilan Tlaloc kültüne büyük önem verilirdi. Kahin takvimlerinde Tlaloc günlerin sekizinci hükümdari ve gecelerin dokuzuncu efendisi olarak yer alirdi. On sekiz yillik dinsel yilin bes ayi Tlaloc’a ve dag doruklarinda yasadiklarin inanilan öteki tanrilara (Tlaloque) adanmisti. Dinsel yilin ilk ayi Atlcaualo ile üçüncü ayi Tozoztontli'de Tlaloc’a çocuklar kurban edilirdi. Altinci ay Etzalqualiztli’de yagmur yagdirmakla görevli Aztek rahipleri gölde yikanir, yagmur yagmasi için su kuslarinin seslerini taklit eder ve büyülü sis çingiraklarini (ayauhchicauaztli) kullanirlardi. On üçüncü ay Tepeilhuitl ise Tlaloque’ye adanmisti; bu ayda yogrulmus horozibigi etinden yapilma küçük tasvirler dinsel törenle "öldürülerek” yenirdi. On altinci ay Atemoztli’de de benzer bir tören yapilirdi.

Tlaloc, kuzeyli savasçi kabilelerin Orta Meksika’yi ele geçirmesinden önce, yüzyillar boyunca bölgedeki çiftçi kabilelerinin ana tanrilarindan biri olarak varligini korumustu. Savasçi kabilelerle birlikte bölgeye Hluitzilopochtli ve Tezcatlipoca kültleri de girdi. Aztekler bagdastirici bir yaklasimla hem Huitzilopochtli’yi, hem de Tlaloc’u en büyük tanri olarak benimsediler. Baskent Tenochtitlan kentindeki Büyük Tapinak’ta (Teocalli), her iki tanriya ayrilmis, esit büyüklükte iki kutsal bölüm yer aliyordu. Yagmur tanrisi basrahibi Quetzalcoatl Tlaloc Tlamacazqui’nin (Tüylü Yilan, Tlaloc’un Rahibi) ünvani ve konumu Günes tanrisi basrahibininkine esitti.

Saygi gördügü kadar korku da uyandiran Tlaloc, yagmur yagdirdigi gibi kurakliga ve açliga da neden olabilirdi. Yeryüzüne yildirimlar firlatir, korkunç kasirgalar estirirdi. Tlaloque ise Yeryüzüne bereketli vagmurlar yagdirabilir ya da ekinlere zarar veren seller gönderebilirdi. Bu tanrilarin ayrica cüzam, romatizma, vücutta su toplanmasi gibi hastaliklara da neden olduklarina inanilirdi. Azteklerin ölüleri yakma gelenegine karsin, bu hastaliklardan ölenlerle bogulma ya da yildirim çarpmasi sonucunda ölenler gömülürdü. Bu yollarla yasami sona erenlerin Tlalocun cenneti olan Tlalocan’da sonsuza degin mutlu bir yasam süreceklerine inanilirdi.

Tatli su gölleriyle küçük akarsularin tanriçasi olan ve Matlalcueye (Yesil Etekli Kadin) olarak da bilinen Chalchiuhtlicue (Yesim Etekli Kadin) Tlaloc’un esi sayilirdi.

Tezcatlipoca

(Nahuatl dilinde “Puslu Ayna”). En önemli Aztek tanrilarindan. Büyükayi takimyildizinin ve karanlik gökyüzünün tanrisidir. Tezcatlipoca kültü, IS 10. yüzyilin sonlarina dogru, kuzeydeki savasçi Tolteklerce Orta Meksika’ya getirilmistir. Tezcatlipoca’nin, Tanri Ouetzalcoatl’i (Tüylü Yilan) Tula kentinden nasil kovdugunu anlatan çok sayida efsane vardir. Istedigi kiliga giren büyücü Tezcatlipoca kara büyüyle birçok Toltekin ölümüne neden olur; erdemli Ouetzalcoatl’i içkiye, günaha ve bedensel tutkulara sürükleyerek Tolteklerin altin çagina son verir. Orta Meksika’daki insan kurban etme gelenegi onun etkisiyle baslamistir. Tezcatlipoca’nin nahual'i jaguardir; bu jaguarin benekli postu, yildizli bir gökyüzünü andinr. Yaratici Tanri Tezcatlipoca bugünkü evrenden önce yaratilip yok edilmis dört evrenden ilki olan Ocelotonatiuh’ta (Jaguar-Günes) hüküm sürmüstür.

Tezcatlipoca genellikle yüzünde siyah bir seritle betimlenir; ayaklarindan birinin yerinde obsidiyenden bir ayna vardir. Guatemala’daki Mayalar ve Kiçeler 10. yüzyilda sonra Tezcatlipoca’ya Hurakan (Tek Ayak) adini verdikleri bir simsek tanrisi olarak taptilar. Bazi betimlemelerde ayna Tezcancatlipoca’nin gögsünde yer alir. Bu aynada her seyi gören Tezcatlipoca görünmeyen ve her yerde var olan bir tanridir; insanlarin bütün eylemlerini ve düsüncelerini bilir.

Tezcatlipoca Aztekler döneminde (IS 14-16. yy) Huitzilopochtli, Tlaloc ve Ouetzalcoatl’la birlikte en yüce tanrilardan biri durumuna geldi. Bu dönemde Tezcatlipoca’ya Yoalli Ehecatl (Gece Rüzgari), Yaotl (Savasçi) ve Telpochtli (Delikanli) adlariyla tapilirdi. Geceleri dörtyol agizlarinda savasçilara meydan okudugu söylenen Tezcatlipoca, halktan kimselerin ilkögretim ve askerlik egitimi için erkek çocuklanni gönderdigi telpochcalli'lere de (delikanlilar evi) baskanlik ederdi. Ayrica köleleri korur, “Tezcatlipocanin çocuklari”na kötü davranan köle sahiplerini cezalandinrdi. Erdemi zenginlik ve ünle ödüllendirir, yanlis yol tutanlari ise cüzam gibi hastaliklarla ya da kölelik ve yoksullukla cezalandirirdi.

Tezcatlipoca için, besinci ayin ayi Toxcatl’da törenler düzenlenirdi. Rahip genç ve yakisikli bir savas esirini seçer, bu genç bir yil boyunca tanrinin yerini alarak lüks içinde yasardi. Tanriçalar gibi giydirilmis dört güzel kiz da ona eslik ederdi. Ayin günü bu genç, çaldigi flütleri kira kira tapinagin merdivenlerini tirmanir, tepeye geldiginde yüregi sökülerek kurban edilirdi.

Azteklerin baskenti Tenochtitlan disinda Tezcatlipoca’ya özellikle Texcoco’da ve Oaxaca ile Tlaxcala arasinda yasayan Mikstek ve Puebla Yerlileri tapardi.

 

 

Tlazoltéotl

(Nahuatl dilinde “Kirlilik Tannçasi”). Ixcuina ya da Tlaelquani olarak da bilinir, safliktan uzak, günahkar davranislan temsil eden tanriça. Huaxteca körfez ovalarindaki halklardan alindigi sanilir. Önemli ve çok yönlü bir toprak ana tanriçaydi. Yasamin degisik evreleriyle baglantili dört ayri kimlige bürünürdü. Genç bir kadin olarak hafifmesrep ve bastan çikariciydi. Ikinci kimliginde insanlari kötü aliskanliklara sürükleyen yikici bir tanriçaya dönüsürdü. Orta yaslarda, insanlarin günahlarini yüklenebilen büyük bir tanriça biçimini alirdi. Son kimliginde gençlere musallat olan öldürücü ve korkunç bir kocakari olarak ortaya çikardi. Aztekler tören kurallarinin çignenmesini, yasak cinsel iliskileri ve geleneklere uymayan davranislari günah ya da “kirli” sayarlardi. Tlazoltéotl, rahiplerine itirafta bulunan insanlarin günahlarini bagislama gücüyle ünlüydü. Bir kimligiyle insanlari günaha sürüklerken, baska bir kimligiyle günah isleyenleri bagislayabiliyor ve dünyayi günahtan arindiriyordu. Kaba pamuktan yapilma süslü bir baslikla, bazi tasvirlerinde de bir kurbanin derisini sarmis olarak ya da Ay simgeleri tasiyan giysiler içinde betimlenirdi.

Xipe Totec

(Nahuatl dilinde “Derisi Yüzülmüs Tanrimiz”), Meksika’da yagmur mevsiminin baslangici olan ilkbaharin ve yeni yeseren bitkilerin tanrisi. Ayni zamanda kuyumcularin koruyucusuydu. Yeni yeseren bitkilerin simgesi olarak Xipe Totec, insan derisine bürünürdü. Bu deri ilkbaharda yeryüzünü kaplayan “yeni deri”yi temsil ederdi. Heykellerinde ve tastan yapilma masklarinda da hep yeni yüzülmüs bir deriye bürünmüs olarak betimlenirdi.

Anauatl iteouh (kiyi tannsi) olarak tanimlanan Xipe Totec, baslangiçta altin yönünden zengin olduguna inanilan bugünkü Oaxaca ve Guerrero eyaletlerinde yasayan Zapotek ve Yopi Yerlilerinin tanrisiydi. Zapotekler onu bir bitki tanrisi olarak kabul ediyor ve Quetzalcoatl’la (Tüylü Yilan) ilisksili görüyorlardi. Kesinlikle yabanci bir tanri sayilan Xipe Totec’in tapinagi Yopico ya da Yepi Evi olarak aniliyordu. Xipe Totecin ilk temsili resimleri, Teotihuacan yakinlarindaki Xolalpan’da ve Texcoco'da Mazapan kültürüyle baglantili olarak yani klasik sonrasi Toltek döneminde (10-12. yy.) ortaya çikti. Aztekler bu kültü daha sonra Axayacatl yönetimi (1469-81) sirasinda benimsedi. Aztek yilinin ikinci dinsel tören ayi olan Tlacaxipehualiztli'de (Insanlann Yüzülmesi), rahipler yüreklerini çikararak insanlari kurban ederlerdi. Daha sonra bu kurbanlarin yüzülerek sariya boyanan ve teocuitlaquemitl (altin giysi) denen derilerini üzerlerine giyerlerdi. Öteki kurbanlar ise bir çerçeveye baglanarak oklarla öldürüldü. Yere damlayan kanlarinin verimli ilkbahar yagmurlarini simgeledigine inanilirdi. Xipe Totec, onuruna söylenen bir ilahide, Yoalli Tlauana (Gece Içkicisi) olarak anilirdi. Bunun nedeni bereketli yagmurlarin gece yagdigina inanilmasiydi. Ayni ilahide Xipe Totec'e, bereketin simgesi Ouetzalcoatl’i getirdigi ve kurakligi önledigi için sükranlar sunulurdu.

 

 

Mictlantecuhtli

Ölüler tanrisi. Genellikle yüzü bir kurukafa biçiminde betimlenir. Karisi Mictecacfhuatl’la birlikte yeralti dünyasi Mictlan’i yönetir. Savasta, kurban edilerek, çocuk dogururken, bogularak, yildirim çarpmasi sonucu ya da bazi hastaliklardan öldükleri için çesitli cennetlerin hiçbirine giremeyenler, Mictlan’in dokuz cehenneminde yargilanmayla geçen dört yillik bir yolculuga baslar. Mictlantecuhtli’nin yasadigi sonuncu cehenneme ulasinca ya yok olur ya da huzura kavusurlar.

Coatlicue

(Nahua dilinin Nahuatl lehçesinde “Yilan Etekli”). Yeryüzü tanriçasi. Yaratici ve yok edici özellikleriyle yeryüzünün simgesi, tanrilarin ve insanlarin anasi olarak kabul edilir. Mexico kentinde, Ulusal Antropoloji Müzesi’ndeki heykeli mitolojideki anlamini çok güçlü bir biçimde somutlastirir: Yüzü birbine dolanmis iki yilandan olusmus, etegi gene yilanlardan örülmüstür; yilanlar verimliligi simgeler. Insanlari ve tanrilari besledigi için gögüsleri sarkiktir. Ellerden, kalplerden ve bir kafatasindan olusan kolyesi vardir. Ayak ve el parmaklari pençeyi andirir; yeryüzünün insanlari yutmasi gibi o da insanlarla beslenir. Teteoinnan (Tanrilarin Anasi) ve Toci (Büyük Anamiz) olarak da bilinen Coatlicue, korkunç dogum tanriçasi Cihuacoatl (Yilan Kadin; Tonantzin Anamiz olarak da bilinir) ve Kirlilik Tanriçasi Tlazolteotl olarak ortaya çikan yeryüzü tanriçasinin bir görünümüdür.

Aztekler’den Dua Örnekleri

Ölmek Için Güzel Bir Gün(Ayinde Okunan Dua)

Onalti gündür at sirtinda general
atlar susamis ve yorgun
hain sefin!! izini sürmekte
onun gelisini takdir etti!
askerler tepelerin gerisinde saklanmisti
kampin etrafi sarilmisti

bir atli surdu atini reise dogru
onlar koyu almak ve yagma etmek icin gelmislerdi

"kollarinizi asagi indirin"
"mizraklarinizi asagi indirin"
Reisin gözlerinde hüzün vardi
Fakat gözlerinde korku görünmüyordu

"Ölmek için güzel bir gün"

Gözlerinizi kurulayin çocuklarim aglamayin
"Ölmek için güzel bir gün"

O konusmustu beyaz adam gelmeden çok önce,
Onlarin silahlari ve wiskisi hakkinda
Halkini uyarmisti
Onlar tarihlerini yazmadan önce
General inanmadi onun sözlerine
ne de yüzüne.
Fakat O biliyordu daha çok insan ölecegini
sonrada bu kara lekenin yasanacagini
Bu kanun nasil yikilir
Ne yanlis yaptim ben?
ki beni gömmek öldürmek istiyorsun
bu kan izleri üzerinde

Biz topraklarimiz, toraklarimiz bizim için endiseli
Ve bu yol daima olmali
Asla daha fazlasini sorma asla
Ve simdi söyle bana son sözünü
Silahlarimi asagiya indirdim
Basimi egdim
Simdi istersen beni atabilirsin bu yerden
Gidecek bir yeri olmadan
Ve insanlarina dönüp yasli gözlerini kurulamalarini söyledi
bizler huzurlu ve rahatiz
ve sesi gökyüzünde yankilandi

Kutsal Ruh'a Dua

" Ulu Tanri , rüzgarin içinde duydugum ses kimin sesi,bütün dünyaya hayat veren kimin nefesi -duy beni-. Senden önce geldim . Senin çocuklarindan biriyim.ben küçük ve güçsüzüm , senin gücüne ve bilgeline ihtiyacim var. Güzellikler içinde yürüyelim ve gözlerim hep farkina varabilsin kirmizi ve mor gün batiminin. Ellerim saygi göstersin senin yaptigi ve yarattiklarina,kullaklarim açikca duyabildin sesini. beni öyle bilge yap ki ben benim insanlarima ögrettiklerini anlayabileyim ve kayalara ve yapraklarina arasina gizledigin derslerini anlayabileyim. En büyük düsmanim olan kendimle savasip kendi içimdeki gücü bulabileyim ve hazir olayim sana gelirken;Temiz ellere ve saf gözlere , öyle ki yasam batan bir günbatimi gibi solmaya basladiginda ruhum sana saf ve lekesiz gelebilsin."

Uygarlıklar    Ana Sayfa